16 Ocak 2016 Cumartesi

Ünlem

Bir heyecanın, coşkunun, kızgınlığın, üzüntünün.. kısacası herhangi bir duygunun canlı bir biçimde anlatılmasına yarayan sözcüklerdir. Herhangi bir sözcük ünlem olarak kullanılabilir. Ünlemlere anlam kazandıran sözcükler değil, sözleyiştir. Hangi duygunun anlatıldığı söyleyiş özelliğine göre belirlenir. Bu nedenle ünlemleri anlamlarına göre sınıflandırmak neredeyse imkansızdır. Ancak yazı dilinde ünlem olarak sık kullanılan bazı sözcükler vardır. Bunları "asıl ünlemler", "ünlem değerindeki sözcükler" ve "yansımadan doğan ünlemler" olarak üçe ayırabiliriz:
Asıl ünlemler, "hey, ey, haydi, vah vah, of, ah.." gibi nida belirten sözcüklerdir.
Ünlem değerinde sözler, "arkadaşlar, vatandaşlar, halkım" gibi hitabet belirten ya da 'alçak, dehşet, Allah'ım' gibi anlık duygu patlaması belirten sözcüklerdir.
Yansımadan doğan ünlemler, "hav hav, şangır şungur, paldır küldür" gibi doğadan yansıyan seslerdir.
Ünlemin, cümleye nasıl bir anlam kattığı devamında gelen cümleden anlaşılır.
"Ah, yavrum ne kadar da üşümüş!" cümlesinde ünlem cümleye acıma anlamı katmışken, "Ah, ne kadar da büyümüşsün!" cümlesinde aynı ünlem, şaşırma anlamı katmıştır.
"Aaa, çok oluyorsun ama!"(kızma)
"Eee, şimdi ne olacak!" (merak)
"Hey gidi gençlik!" (özlem)
"Yaşasın, sınavı kazanmışım!" (sevinme)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder